Konferans bildirisi Açık Erişim
<?xml version='1.0' encoding='UTF-8'?> <record xmlns="http://www.loc.gov/MARC21/slim"> <leader>00000nam##2200000uu#4500</leader> <datafield tag="653" ind1=" " ind2=" "> <subfield code="a">Güvenlik</subfield> </datafield> <datafield tag="653" ind1=" " ind2=" "> <subfield code="a">NATO</subfield> </datafield> <datafield tag="653" ind1=" " ind2=" "> <subfield code="a">Risk Dengeleme Stratejisi</subfield> </datafield> <datafield tag="653" ind1=" " ind2=" "> <subfield code="a">Rusya</subfield> </datafield> <datafield tag="653" ind1=" " ind2=" "> <subfield code="a">Türk Dış Politikası</subfield> </datafield> <datafield tag="024" ind1=" " ind2=" "> <subfield code="a">10.48623/aperta.252219</subfield> <subfield code="2">doi</subfield> </datafield> <controlfield tag="005">20230117202913.0</controlfield> <datafield tag="980" ind1=" " ind2=" "> <subfield code="b">conferencepaper</subfield> <subfield code="a">publication</subfield> </datafield> <datafield tag="540" ind1=" " ind2=" "> <subfield code="u">https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0/</subfield> <subfield code="a">Creative Commons Attribution-NonCommercial</subfield> </datafield> <datafield tag="260" ind1=" " ind2=" "> <subfield code="c">2023-01-17</subfield> </datafield> <datafield tag="909" ind1="C" ind2="O"> <subfield code="o">oai:aperta.ulakbim.gov.tr:252219</subfield> </datafield> <controlfield tag="001">252219</controlfield> <datafield tag="245" ind1=" " ind2=" "> <subfield code="a">TÜRK DIŞ POLİTİKASININ DÖNÜŞEN GÜVENLİK YAKLAŞIMI: NATO VE RUSYA KARŞISINDA RİSK DENGELEME (HEDGING) STRATEJİSİ VE SONUÇLARI</subfield> </datafield> <datafield tag="711" ind1=" " ind2=" "> <subfield code="n">X</subfield> <subfield code="c">Ankara</subfield> <subfield code="d">13-14 Ekim 2022</subfield> <subfield code="a">VI. Mülkiye Uluslararası İlişkiler Kongresi</subfield> </datafield> <datafield tag="773" ind1=" " ind2=" "> <subfield code="n">doi</subfield> <subfield code="i">isVersionOf</subfield> <subfield code="a">10.48623/aperta.252218</subfield> </datafield> <datafield tag="856" ind1="4" ind2=" "> <subfield code="s">893890</subfield> <subfield code="u">https://aperta.ulakbim.gov.trrecord/252219/files/VI. Mülkiye Uİ Kongresi_Donduran_ÖZET.pdf</subfield> <subfield code="z">md5:befebea02b25d9c32780331b891012dd</subfield> </datafield> <datafield tag="100" ind1=" " ind2=" "> <subfield code="u">İstinye Üniversitesi</subfield> <subfield code="0">(orcid)0000-0003-2737-1410</subfield> <subfield code="a">Donduran, Can</subfield> </datafield> <datafield tag="520" ind1=" " ind2=" "> <subfield code="a"><p>G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde, &ouml;zellikle g&uuml;venlik alanında uluslararası akt&ouml;rlerin algıları ve<br> davranış tercihleri hızla değişmektedir. &Ouml;yle ki devletlerin g&uuml;venlik<br> stratejilerinin a&ccedil;ıklanmasında geleneksel dengeleme ve peşine takılma ikilemi,<br> pek &ccedil;ok durumu a&ccedil;ıklamak adına yetersiz kalmaktadır. Gittik&ccedil;e belirginleşen &ccedil;ok<br> kutuplulaşma, uluslararası g&uuml;venliğin k&uuml;&ccedil;&uuml;k ve orta b&uuml;y&uuml;kl&uuml;kteki (ikincil)<br> akt&ouml;rlerin algı ve davranış tercihlerine karşı duyarlılığının artması sonucunu<br> doğurmuştur. İkincil akt&ouml;rlerin, başat g&uuml;&ccedil;ler arasındaki rekabete y&ouml;nelik<br> tutumları ve yaklaşımları g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde, yakın ge&ccedil;mişte hi&ccedil; olmadığı kadar<br> belirleyicidir. Değişen ulusal ve uluslararası dengelerden ka&ccedil;ınılmaz olarak hayli<br> etkilenen T&uuml;rkiye&rsquo;nin g&uuml;venlik stratejisi de yaşanan bu d&ouml;n&uuml;ş&uuml;me bağışık<br> değildir. İkincil bir akt&ouml;r olarak, T&uuml;rkiye&rsquo;nin Rusya ve NATO arasındaki<br> m&uuml;cadele karşısındaki yaklaşımının, Ankara&rsquo;nın son d&ouml;nemde d&ouml;n&uuml;şen g&uuml;venlik<br> stratejisi ve algısı &uuml;zerinden incelenmesi hayli &ouml;nemlidir.<br> İki başat g&uuml;&ccedil; arasındaki gerginlikten istifade ederek b&ouml;lgesel &ouml;l&ccedil;ekte<br> konumunu g&uuml;&ccedil;lendirme arayışına giren Ankara, iki taraftan elde edebileceği<br> &ccedil;ıkarlarını olabildiğince artırma y&ouml;n&uuml;nde adımlar atmıştır. Yetmiş yıldır &uuml;yesi<br> olduğu NATO ile ilişkilerinin gerilmesi pahasına fitili ateşlenen bu d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m,<br> Rusya&rsquo;nın Ukrayna&rsquo;yı işgaliyle birlikte hayli kaygan bir zemine taşınmıştır.<br> Mevcut &ccedil;alışma, merkezine T&uuml;rkiye&rsquo;nin değişen g&uuml;venlik yaklaşımını<br> almaktadır. Bu yeni stratejinin analitik bir &ccedil;er&ccedil;eve i&ccedil;erisinde kavramsallaştırılıp<br> tanımlanması ve hem ulusal hem de uluslararası seviyedeki olası etkilerinin<br> tartışılması hedeflenmektedir. S&uuml;re&ccedil; izleme y&ouml;ntemi ile T&uuml;rk dış politikasında<br> NATO ve Rusya ile ilişkileri etkileyen s&ouml;ylem ve eylemlerin yanı sıra kamuoyu<br> eğilimlerindeki değişimler incelenecek ve g&uuml;ncel gelişmeler ışığında Ankara&rsquo;nın<br> pragmatizmden beslenen g&uuml;venlik yaklaşımı a&ccedil;ıklanmaya &ccedil;alışılacaktır.<br> Klasik g&uuml;venlik stratejilerinden farklı olarak, iki başat akt&ouml;rle de<br> m&uuml;mk&uuml;n olduğunca aynı mesafede bulunmaya işaret eden risk dengeleme<br> (hedging) stratejisi, T&uuml;rkiye&rsquo;nin NATO ve Rusya karşısındaki son d&ouml;nem<br> politikasını a&ccedil;ıklamaya daha yakındır. İ&ccedil;erisinde işbirliği ve ihtilaf odaklı<br> politikaları barındıran ve belirsizlik altında doğan risklerin etkisini azaltırken<br> olası getirileri artırmayı hedefleyen risk dengeleme stratejisi, b&uuml;y&uuml;k g&uuml;&ccedil;<br> m&uuml;cadelesine sahne olan b&ouml;lgelerde bulunan ikincil devletlerin &ouml;ncelikli olarak<br> tercih ettiği g&uuml;venlik stratejilerindendir. Cheng-Chwee Kuik&rsquo;in sunduğu analitik<br> &ccedil;er&ccedil;eveye g&ouml;re, risk dengeleme stratejisi, uluslararası seviyede &uuml;&ccedil; fakt&ouml;r&uuml;n<br> eşzamanlı bi&ccedil;imde ger&ccedil;ekleşmesine bağlı olarak uygun bir se&ccedil;enek haline<br> gelebilir. Bu fakt&ouml;rler, ikincil akt&ouml;re y&ouml;nelik yakın (immediate) bir tehdit<br> bulunmaması; uluslararası arenada derin bir ideolojik kamplaşma olmaması ve<br> b&uuml;y&uuml;k g&uuml;&ccedil;ler arası doğrudan bir &ccedil;atışmanın vuku bulmamış olmasıdır. Bu<br> koşulların sağlandığı g&uuml;n&uuml;m&uuml;zdeki gibi durumlarda ikincil bir devletin<br> dengeleme veya peşine takılma yerine risk dengeleme stratejisine y&ouml;nelmesine<br> sebep olan fakt&ouml;rler ise (1) akt&ouml;r&uuml;n maruz kaldığı riskin boyutunu artıran yoğun<br> stratejik belirsizlik ve (2) getiri maksimizasyonu arayışına yol a&ccedil;an b&uuml;y&uuml;k bir<br> &ccedil;ıkar beklentisidir. Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte gelişen s&uuml;reci<br> incelediğimizde her iki fakt&ouml;r&uuml;n de T&uuml;rkiye a&ccedil;ısından mevcut olduğu<br> g&ouml;r&uuml;lmektedir. Hen&uuml;z &ccedil;ok yoğunlaşmamış bir b&uuml;y&uuml;k g&uuml;&ccedil; m&uuml;cadelesi stratejik<br> belirsizliği artıran en temel fakt&ouml;rlerin başında yer alırken; T&uuml;rkiye&rsquo;nin &ouml;zellikle<br> Rusya ve kısmen de Ukrayna ile arasındaki mevcut ticaretin hacmi ve doğası<br> d&uuml;ş&uuml;n&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde, ilişkilerin bu şekilde devam etmesinin Ankara&rsquo;nın &ccedil;ıkarları<br> a&ccedil;ısından hayli kritik olduğu g&ouml;r&uuml;lmektedir.<br> Askeri, ekonomik ve diplomatik boyutlara yayılan bir orta yol stratejisi<br> olmanın yanı sıra risk dengeleme, birbirinin etkisini n&ouml;trleyen (counteracting)<br> politikaların eşzamanlı izlenmesini gerektirmektedir. Buna g&ouml;re, Kuik,<br> dengelemeden peşine takılmaya uzanan bir politika yelpazesinde, iki farklı grup<br> altında ele alınabilecek beş farklı risk dengeleme stratejisi belirlemiştir. &ldquo;Getiri<br> maksimizasyonu&rdquo; hedefli ilk gruptaki stratejiler ekonomik faydacılık, bağlayıcı<br> angajman ve kısmi peşine takılma olarak sıralanabilir. &ldquo;Risk durumuna bağlı&rdquo;<br> (risk-contingency) &ouml;nlem niteliğindeki stratejiler ise dolaylı dengeleme ve<br> hakimiyetin reddi olarak sınıflandırılmaktadır. Bu stratejilerden ikisini veya daha<br> fazlasını, birbirinin etkisini sıfırlayarak riski minimize edecek bi&ccedil;imde<br> uygulayan ikincil devletlerin b&ouml;lgelerindeki b&uuml;y&uuml;k g&uuml;&ccedil; m&uuml;cadelesi karşısında<br> risk dengeleme stratejisi izlediğini s&ouml;ylemek m&uuml;mk&uuml;nd&uuml;r. Bu stratejilerin askeri,<br> diplomatik ve ekonomik alanlara yayılımının yoğunluğu, akt&ouml;r&uuml;n &ldquo;şiddetli&rdquo;<br> (heavy) veya &ldquo;hafif&rdquo; (light) bir risk dengeleyicisi olduğu hususunda<br> belirleyicidir.<br> T&uuml;rk g&uuml;venlik stratejisinde ilk işaretleri takriben 2013 yılında<br> bulunabilecek değişimin temelinde yatan unsur, Batı ittifakına bağlılığın<br> sorgulamaya a&ccedil;ılmasına koşut olarak Rusya ile ilişkilerin derinleştirilmesi<br> olmuştur. T&uuml;rkiye&rsquo;nin NATO&rsquo;ya ilişkin ş&uuml;pheciliğine dair 2011 yılındaki Libya<br> m&uuml;dahalesi &ouml;ncesinde ortaya &ccedil;ıkan ilk sinyaller, zaman i&ccedil;erisinde şekillenecek<br> bir uzaklaşmanın habercisi niteliğindedir. Takip eden d&ouml;nemde, başta Fransa ve<br> ABD olmak &uuml;zere bazı &uuml;ye &uuml;lkelerle yaşanan anlaşmazlıklar, T&uuml;rkiye a&ccedil;ısından<br> ittifakın g&uuml;venlik stratejisindeki merkezi konumunun tartışmalı hale gelmesine<br> yol a&ccedil;arken, &uuml;ye &uuml;lkelerin T&uuml;rkiye&rsquo;yi ittifakın uyumunu tehdit eden bir akt&ouml;r<br> olarak g&ouml;rmeleri sonucunu doğurmuştur. Bu bakış, İsve&ccedil; ve Finlandiya&rsquo;nın<br> &uuml;yelik ihtimali karşısında takınılan ikircikli tutum sonucunda gittik&ccedil;e<br> g&uuml;&ccedil;lenmektedir. Beyaz Saray&rsquo;da Donald Trump&rsquo;ın bulunduğu s&uuml;re&ccedil;te yaşanan<br> krizler ve ABD&rsquo;nin kendi kurduğu d&uuml;zene y&ouml;nelik ş&uuml;pheci yaklaşımı da iki taraf<br> arasındaki ayrımın derinleşmesine katkıda bulunmuştur. Aynı s&uuml;re&ccedil;te yaşanan<br> T&uuml;rkiye-Rusya yakınlaşması, bu gelişmelerden bağımsız olarak ele<br> alınmamalıdır. İki &uuml;lke, başta Libya ve Suriye olmak &uuml;zere pek &ccedil;ok kritik konuda<br> aynı tarafta yer almasalar da artan ekonomik işbirliği ve gittik&ccedil;e derinleşen ticari<br> bağlar zaman i&ccedil;erisinde askeri alana da yayılmış ve Ankara&rsquo;nın Moskova&rsquo;dan S-<br> 400 hava savunma sistemi satın almasıyla zirveye &ccedil;ıkmıştır. Bu d&ouml;nemde<br> yaşanan Rus u&ccedil;ağının d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lmesi ve b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;i suikastı gibi krizler d&ouml;nemlik<br> sarsıntılara yol a&ccedil;mıştır; ancak, &ouml;zellikle 2016 sonrasında ilişkilerdeki olumlu<br> hava g&uuml;&ccedil; kazanmış ve g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadar devam etmiştir. Bu değişim, T&uuml;rk<br> kamuoyunun bakışına da yansımış ve Rusya&rsquo;ya dair olumlu g&ouml;r&uuml;ş bildirenlerin<br> oranı y&uuml;kseliş g&ouml;sterirken, T&uuml;rk halkının hem ABD hem de NATO ile ilgili<br> olumlu g&ouml;r&uuml;ş&uuml; genel bir zayıflama eğilimi i&ccedil;erisine girmiştir. En dikkat &ccedil;ekici<br> olan husus ise kamuoyunda Batı&rsquo;ya g&uuml;venin belirgin bi&ccedil;imde azalmakta<br> olmasıdır.<br> Bu &ccedil;er&ccedil;evede, T&uuml;rkiye, g&uuml;venlik algısını NATO merkezli olarak<br> şekillendirmekten g&ouml;rece uzaklaşarak Batı ittifakı ve Rusya karşısındaki<br> g&uuml;venlik stratejisini risk dengeleme yaklaşımı etrafında şekillendirmeye<br> başlamıştır. Ankara&rsquo;nın, Ukrayna&rsquo;daki savaşın başındaki &ldquo;iki taraftan da<br> vazge&ccedil;meme&rdquo; olarak nitelenebilecek tutumu, bunun en net g&ouml;stergelerindendir.<br> Ekonomik pragmatizm ile getiri maksimizasyonuna y&ouml;nelen T&uuml;rkiye, savaş<br> boyunca Batı yaptırımlarına katılmazken Rusya ile ticari ilişkileri, turizmi de<br> kapsayacak bi&ccedil;imde, olduğu gibi devam ettirmeye &ccedil;abalamaktadır. Buna karşın,<br> T&uuml;rkiye diplomatik alanda dolaylı dengeleme yoluna y&ouml;nelerek Avrupa Konseyi<br> ve BM&rsquo;deki oylamalarda &ccedil;ekimser kalmış veya Rusya aleyhine oy kullanmıştır.<br> Diğer bir ifadeyle, T&uuml;rkiye, ittifak &uuml;yeleriyle keskin bi&ccedil;imde ayrışmaktan itinayla<br> ka&ccedil;ınmaktadır. Fakat unutulmamalıdır ki b&uuml;y&uuml;k g&uuml;&ccedil;ler arasındaki ihtilafın<br> yoğunlaşması, hatta doğrudan bir &ccedil;atışmaya d&ouml;n&uuml;şmesi, uluslararası seviyede<br> belirsizliğin azalmasına ve ikincil akt&ouml;rler a&ccedil;ısından risk dengelemenin<br> uygulanamaz bir hale gelmesine yol a&ccedil;acaktır. Bu durum, bahsedilen akt&ouml;rlerin<br> bir se&ccedil;im yapması ka&ccedil;ınılmaz kılacak ve bu tercihe bir bedel eşlik edecektir.<br> Rusya&rsquo;nın Ukrayna&rsquo;yı işgalinin bu s&uuml;re&ccedil;te bir kataliz&ouml;r rol&uuml; oynaması şaşırtıcı<br> değildir. G&uuml;venlik stratejisini risk dengeleme eksenine oturtmuş durumdaki<br> T&uuml;rkiye&rsquo;nin olası bir taraf se&ccedil;imi zorunluluğunun kendisine getireceği y&uuml;k&uuml; ve<br> yaratacağı sonu&ccedil;ları ihtiyatlı bi&ccedil;imde tartması elzemdir.</p></subfield> </datafield> <datafield tag="650" ind1="1" ind2="7"> <subfield code="2">opendefinition.org</subfield> <subfield code="a">cc-by</subfield> </datafield> <datafield tag="542" ind1=" " ind2=" "> <subfield code="l">open</subfield> </datafield> </record>
Tüm sürümler | Bu sürüm | |
---|---|---|
Görüntülenme | 39 | 39 |
İndirme | 296 | 296 |
Veri hacmi | 264.6 MB | 264.6 MB |
Tekil görüntülenme | 36 | 36 |
Tekil indirme | 279 | 279 |